İcra Hukuku

Borç Ödemeden Aciz Belgesi (Vesikası) Nedir? Nasıl Alınır? 2025

Aciz Vesikası Nedir?

Borç ödemeden aciz belgesi (vesikası), icra hukukunda sıkça karşılaşılan ve alacaklı ile borçlu arasındaki dengenin sağlanmasında önemli rol oynayan bir hukuki araçtır. İcra takibinde alacaklının borçlunun malvarlığına başvurması sonucunda borcun karşılanamaması halinde düzenlenen bu belge, borçlunun aczini resmileştirmektedir. Bu yönüyle aciz vesikası, sadece alacaklının haklarını güvence altına almakla kalmaz, aynı zamanda borçlunun mali durumunu da ortaya koyarak ekonomik şeffaflık sağlar. Uygulamada “kesin aciz vesikası” ve “geçici aciz vesikası” olarak ikiye ayrılan bu belge, özellikle ticari ilişkilerde büyük önem arz eder.

Tarafımıza yöneltilen sorulara bakıldığında; “aciz vesikası nedir?”, “kesin aciz vesikasının sonuçları nelerdir?” ya da “aciz vesikası nasıl alınır?” gibi soruların öne çıktığı görülmektedir. Bu nedenle, makalede hem kavramsal hem hukuki açıklamalara yer verilecek, hem de uygulamadaki önemine dikkat çekilecektir. Ayrıca Yargıtay’ın konuya ilişkin emsal kararları da değerlendirilerek hukuk uygulayıcılarına yol gösterici bir içerik sunulacaktır.

İçerik

Borç Ödemeden Aciz Belgesi (Vesikası) Nedir? Nasıl Alınır?
Borç Ödemeden Aciz Belgesi (Vesikası) Nedir? Nasıl Alınır?

Aciz Vesikasının İşlevi, Kapsamı ve Uygulamadaki Yeri

Borç ödemeden aciz vesikası, icra takibinde alacaklı–borçlu dengesinin korunmasına hizmet eden, borçlunun malvarlığının alacağı karşılamaya yetmediğini resmen tevsik eden özel hukuki belgedir. Türk İcra–İflas Hukuku iki temel kaynağa dayanır: İİK m.143 (kat’î aciz belgesi) ve İİK m.105 (haciz safhasında tutulan tutanağın belirli şartlarda aciz vesikası hükmü doğurması). Doktrinde, m.143’teki “teknik” aciz belgesine ek olarak m.105’te haciz tutanağına yüklenen aciz etkilerinin takip hukuku belgesi niteliğinde olduğu ve sonuç doğurduğu baskın görüştür. Bu yaklaşım, m.102/4’ün “mal yokluğunun/kifayetsizliğinin tutanağa yazılmasını zorunlu kılan” lafzıyla birlikte düşünülmelidir.

📌 İlginizi çekebilir:  Ankara Avukat yazımızı inceleyebilirsiniz.

Uygulamada iki tür ortaya çıkar: (i) Kesin aciz: Borçlunun hiç haczi kabil malı yoksa, bu durum haciz tutanağına yazılır ve tutanak kat’î aciz belgesi hükmündedir; ayrıca m.143 uyarınca aciz belgesi düzenlenmesine gerek yoktur. (ii) Geçici (muvakkat) aciz: Borçlunun bazı malları varsa ama kıymet takdirine göre alacağı karşılamıyorsa, haciz tutanağı geçici aciz belgesi hükmü doğurur; bunun başlıca sonucu alacaklıya tasarrufun iptali davası açma imkânıdır; m.143’deki tüm sonuçları doğurmaz. Bu ayrımın temelini m.105/1–2 ile m.102/4 oluşturur ve Yargıtay–HGK içtihatlarında kökleşmiştir.

Normatif Çerçeve: İİK m.105, m.143 ve m.102/4’ün Sistematik Okuması

İİK m.105/1: “Haczi kabil mal bulunamazsa haciz zabıt varakası m.143’deki aciz vesikası hükmündedir.” Yani hiç mal yokluğu halinde haciz tutanağı doğrudan kat’î aciz vesikası gibi sonuç doğurur; ayrıca aciz belgesi verilmesine gerek bulunmaz. İİK m.105/2: “Kıymet takdirine göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığında da tutanak geçici aciz vesikası yerine geçer ve alacaklıya m.277’deki hakları verir.” İİK m.102/4: “Hiç yahut borca yetecek kadar mal tespit edilemezse, bu durum haciz tutanağına yazılır.” Bu üç norm birlikte okunduğunda, mal yokluğu = kat’î; kifayetsizlik = geçici sonucu zorunludur.

Bunun yanında 02.09.1950 tarihli Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri GM mütalaası, m.105 çerçevesinde haciz tutanağının doğrudan aciz hükmü doğurduğunu; böyle hallerde ayrıca aciz belgesi düzenlenmesinin gereksiz olduğunu vurgular. Nitekim HGK ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları da haciz sırasında mal yokluğunun tutanakta açıkça gösterilmesini ve bu tutanağın kat’î aciz etkisi doğurduğunu ısrarla belirtir.

Haciz Tutanağının Aciz Vesikası Sayılması
Haciz Tutanağının Aciz Vesikası Sayılması

Haciz Tutanağının Aciz Vesikası Sayılması

Hiç Mal Yokluğu → Kat’î Aciz Etkisi

Haciz mahallinde hiç mal yoksa, bu olgunun tutanağa açıkça yazılması gerekir; yazıldığı anda tutanak kat’î aciz hükmündedir. Bu durumda icra memurunun ayrıca “aciz belgesi” vermesine lüzum yoktur; tutanak m.143 sonuçlarını doğurur (borcun ikrarını içeren belge niteliği, m.277 hakları vs.). HGK, memurun malvarlığını araştırma ve sonucu tutanağa işleme yükümlülüğünü özellikle vurgular.

📌 İlginizi çekebilir:  İnfaz Hesaplama yazımızı inceleyebilirsiniz.

Pratikte, bazen mahkemeler “dosya kapsamındaki yazışmalar” veya “kurumlardan gelen cevaplar” ile aczi ispat etmeye yönelir. Oysa acizliğin tek ispat aracı haciz safhasına dair usulüne uygun tutanaktır; başka evrakla “aciz” tevsiki doğru değildir. HGK, borçlunun mal yokluğunun tutanakla sabit olmaması halinde aciz hükmü doğmayacağını açıkça belirtmiştir.

Kifayetsizlik (Mal Var Ama Borca Yetmiyor) → Geçici Aciz

Borçlunun bazı malları var fakat kıymet takdirine göre borca yetmiyorsa, haciz tutanağı geçici aciz belgesi hükmündedir. Bunun tek ve özgül sonucu, alacaklıya tasarrufun iptali davası açma imkânı tanımasıdır; örneğin m.143’ün tüm etkileri (zamanaşımının kesilmesi gibi) doğmaz. Yargıtay’ın bir kısım kararlarında zaman zaman bu ayrım gözden kaçırılmışsa da, doktrin ve ağır basan içtihat kıstasın net olduğunu kabul eder.

Nitekim Bölge Adliye Mahkemeleri, mal yokluğu–kifayetsizlik ayrımını tutanakta açık kayıt şartına bağlamakta; “mal yokluğu” halinde kat’î, “kifayetsizlik” halinde geçici hükmü benimsemektedir. Bu ayrım tasarrufun iptali davasında dava şartı tartışmalarını da doğrudan etkiler: Mahkeme, geçici veya kat’î aciz belgesinin varlığını re’sen gözetmekle yükümlüdür.

Geçici–Kesin Aciz: Sonuçlar, Zamanaşımı ve Dava Şartı

Kesin aciz (m.105/1 ve m.143): Borcun ikrarını içeren senet mahiyetinde olup m.277 haklarını doğurur; zamanaşımını kesme dahil m.143’ün tüm sonuçlarını taşır. Geçici aciz (m.105/2): Sadece tasarrufun iptali davasına elverir; m.143’teki tüm etkilere sahip değildir. Bu çerçevede dava şartı olarak aciz belgesi, iptal davasında mahkemece re’sen denetlenir; yoksa “ön koşul yokluğundan” davanın usulden reddi gerekir.

“Acizliğin tek ispat aracı” vurgusu önemlidir: HGK, aciz belgesinin/tutanağının gerektirdiği şekil ve içerik gerçekleşmeden “aciz” kabulünü hatalı bulur. Keza icra memurunun mevzuatta öngörülmeyen başlıklarla belge düzenlemesi “yok hükmünde” kabul edilmiştir; aciz etkisi doğurmaz. Bu ilke, uygulamada “haciz zaptına gerekli kayıtların eksiksiz geçirilmesi” gereğini artırır.

Uygulama Sorunları: Aciz Sicili, Belgenin İbraz Zamanı ve Şekil Meselesi

Aciz sicili: Doktrin, mal yokluğu halinde dahi ayrıca aciz vesikasının tanzim edilmesinin aciz sicilinin sağlıklı tutulması bakımından pratik önem taşıyabileceğini belirtir. Haciz tutanağı aciz hükmü doğursa da, sicil fonksiyonu ve veri bütünlüğü için işlem yapılması önerilir. Bu vurgu, özellikle çok sayıda alacaklı–çok borçlu dosyalarda şeffaflık sağlar.

İbraz zamanı: Tasarrufun iptali davasında aciz belgesinin ne zaman sunulacağı tartışmalıdır; kural olarak davacı tarafından dava şartı olarak ibraz edilmelidir; mahkeme re’sen eksikliği gözetir. Sadece icra dosyası yazılarıyla “aciz” kabulü isabetli değildir; haciz tutanağının aciz hükmünü haiz olması gerekir. Şekil: İcra müdürünün İİK ve Yönetmelikte sayılmayan başlıklı bir “aciz belgesi” düzenlemesi yok hükmünde olup dava şartını karşılamaz.

Aciz Vesikası Hakkında Yargıtay Kararları 2025

“Mal yokluğu tutanağı kat’î aciz hükmündedir; ayrıca aciz belgesi verilmez.”

Haciz sırasında hiç mal yokluğu tutanağa geçirilmişse, bu tutanak m.143 anlamında kat’î aciz belgesi niteliğindedir. İcra memuru malvarlığını araştırıp sonucu açıkça yazmak zorundadır; tutanak doğrudan aciz hükmü doğurduğundan ayrıca vesika verilmez. HGK, bu standardı teyit ederek mal mevcudiyeti halinde kat’î acizden söz edilemeyeceğini de vurgular. Künye: Yargıtay HGK, 2019/625 E., 2022/251 K., 03.03.2022.

“Acizliğin tek ispat aracı usulüne uygun haciz tutanağıdır.”

HGK, aciz belgesinin borçlunun malvarlığının alacağı karşılamaya yetmediğinin tek ispat aracı olduğunu belirtir. Haciz tutanağında mal yokluğu/kifayetsizliği açıkça yazılmalıdır; aksi halde aciz etkisi doğmaz. Somut olayda ipotek ve diğer işlemlerle alacak tahsil edilemeyip malvarlığı yetersiz kaldığından borçlunun aciz hali kabul edilmiştir. Künye: Yargıtay HGK, 2017/2702 E., 2021/237 K., 09.03.2021.

“m.105–m.143 sistematiği: mal yokluğu = kesin aciz; kifayetsizlik = geçici aciz.”

HGK, m.105–m.143 sistematiğini teyit eder: Mal yokluğunda haciz tutanağı kat’î aciz hükmü doğurur; kifayetsizlikte ise tutanak geçici aciz etkisi yaratır ve alacaklıya m.277 iptal davası yolunu açar. Bu ayrımın tutanak metninde kuşku bırakmayacak açıklıkta yer alması zorunludur. Künye: Yargıtay HGK, 2019/16 E., 2020/7 K., 14.01.2020.

“Aciz tutanağında mal yokluğu açık yazılmalı; aksi halde aciz hukuku doğmaz.”

2011 tarihli HGK içtihadı, mal yokluğunun tutanakta açıkça yazılı olması gereğini vurgular. Eksik/örtük kayıt aciz etkisi yaratmaz. Bu ilke, sonraları BAM ve daire kararlarıyla da teyit edilmiştir. Künye: Yargıtay HGK, 2011/303 E., 2011/437 K., 22.06.2011.

“Aynı tarihli HGK kararı, açık kayıt zorunluluğunu pekiştirir.”

HGK aynı gün verdiği diğer kararında da haciz tutanağındaki kayıtların aciz hükmünün temel dayanağı olduğunu, dosya yazışmalarının tek başına yeterli olmadığını ifade eder. Künye: Yargıtay HGK, 2011/304 E., 2011/438 K., 22.06.2011.

“İcra müdürünün mevzuatta sayılmayan başlıkla ‘geçici aciz belgesi’ düzenlemesi yok hükmündedir.”

HGK’ya göre icra müdürünün İİK ve Yönetmelikte öngörülmeyen isimle belge düzenlemesi yok hükmündedir; dava şartı yerine geçmez. Geçici aciz etkisi doğması için haciz tutanağının m.105/2 şartlarını içerir şekilde yerinde düzenlenmesi gerekir. Künye: Yargıtay HGK, 2004/15-408 E., 2004/441 K., 29.09.2004; aynı yönde HGK, 2004/15-276 E., 2004/276 K., 12.05.2004.

“Aciz vesikası sicilinin sağlığı için ayrıca vesika tanzimi pratik önem taşıyabilir.”

Doktrin–içtihat kesişiminde, mal yokluğu halinde tutanak aciz hükmü doğursa da, aciz sicilinin düzgün işletilmesi için ayrıca m.143 vesikasının düzenlenmesinin faydalı olabileceği kabul edilir. Künye: Yargıtay HGK, 2005/15-100 E., 2005/119 K., 02.03.2005 (doktrinsel vurguyla birlikte).

“Tasarrufun iptali davasında aciz belgesi dava şartıdır; mahkeme re’sen gözetir.”

Daire içtihatlarında, iptal davasını elinde geçici/kat’î aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir; mahkeme dava şartını re’sen denetler ve yokluğunda usulden ret gerekir. Künye: Yargıtay 15. HD, 2004/5942 E., 2005/1439 K., 14.03.2005; 2005/100 E., 2005/2903 K., 20.05.2005.

“Mal yokluğu/kifayetsizliği tutanaktan anlaşılmıyorsa geçici–kesin ayrımı yapılamaz.”

Haciz sırasında usulüne uygun tutanak yoksa, sadece icra dosyası yazılarına bakılarak aciz hükmü kurulamaz. Bu ölçüt, 17. HD ve 15. HD kararlarında netleştirilmiştir. Künye: Yargıtay 17. HD, 2011/6296 E., 2012/1268 K., 08.02.2012; 2010/2340 E., 2010/4686 K., 25.05.2010.

“Haciz tutanağı geçici aciz hükmündeyse iptal davası dinlenebilir; değilse ön koşul yokluğundan ret.”

  1. HD; usulüne uygun geçici aciz hükmündeki tutanak ibraz edilmeden açılan iptal davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirtmiştir. Künye: Yargıtay 17. HD, 2013/3188 E., 2014/809 K., 28.01.2014.

“Takibi kesinleştir, aciz vesikasını getir; dava şartını tamamlat.”

  1. HD, uygulamada mahkemelerin davacıya takibi kesinleştirme ve usule uygun aciz vesikası ibrazı için süre vermesi gerektiğini de vurgulamıştır. Künye: Yargıtay 15. HD, 2003/1849 E., 2003/1974 K., 15.04.2003.

“Geçici aciz belgesi, ihtiyati haciz tutanağıyla değil ancak kesin hacizle doğar.”

İhtiyati haciz tutanağı tek başına geçici aciz hükmü doğurmaz; kesin hacze dönüşmeli, tamamlayıcı merasim yapılmalıdır. Künye: (İsviçre içtihadı ve Türk doktrin–uygulaması aktarımı) – ayrıntı için bkz. ilgili değerlendirme.

Sık Sorulan Sorular (Aciz Vesikası)
Sık Sorulan Sorular (Aciz Vesikası)

Sık Sorulan Sorular (Aciz Vesikası)

Borç Ödemeden Aciz Belgesi Nedir?

İcra takibinde borçlunun malvarlığının alacağı karşılamaya yetmediğini gösteren resmî belgedir. Hiç mal yoksa haciz tutanağı kat’î aciz hükmü doğurur (m.105/1); kifayetsizlikte ise geçici aciz etkisi doğar (m.105/2).

Haciz Tutanağı Aciz Belgesi Yerine Geçer Mi?

Evet. Mal yokluğu açıkça tutanağa yazılmışsa, tutanak m.143 anlamında kat’î aciz hükmündedir; ayrıca aciz belgesi verilmesine gerek yoktur. Kifayetsizlik hâlinde tutanak geçici aciz etkisi doğurur.

Geçici Aciz–Kesin Aciz Farkı Nedir?

Kesin aciz m.143 sonuçlarını (borcun ikrarı, zamanaşımının kesilmesi, m.277 hakları) doğurur; geçici aciz ise esasen tasarrufun iptali davasına elverir, m.143’ün tüm etkilerini doğurmaz.

📌 İlginizi çekebilir:  Ankara Ceza Avukatı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Tasarrufun İptali Davasında Aciz Belgesi Şart Mı?

Evet. Dava şartıdır; mahkeme re’sen denetler. Uygun belge yoksa ön koşul yokluğundan ret gerekir.

Aciz Belgesi Nasıl İspatlanır?

Tek ispat aracı usulüne uygun haciz tutanağıdır; tutanakta “mal yok” veya “kifayetsizlik” açıkça yazılmalıdır. Sırf yazışma–cevaplarla aciz kabulü isabetli değildir.

İcra Müdürünün “Geçici Aciz Belgesi” Başlıklı Özel Formu Geçerli Mi?

Hayır. Mevzuatta sayılmayan başlıkla düzenlenen belge yok hükmünde sayılır; esasa elvermez.

İhtiyati Haciz Tutanağı Geçici Aciz Sayılır Mı?

Hayır; kesin hacze dönüşmedikçe geçici aciz etkisi doğurmaz; tamamlayıcı merasim aranır.

Aciz Sicili Neden Önemli?

Haciz tutanağı aciz etkisi doğursa da, aciz sicilinin sağlıklı tutulması için ayrıca m.143 vesikası tanzimi uygulamada faydalıdır.

Aciz Belgesi Zamanaşımını Keser Mi?

Kesin aciz (m.143) zamanaşımını keser; geçici aciz tüm sonuçları doğurmaz.

Mahkeme Eksik Dava Şartını Tamamlatabilir Mi?

Evet; uygulamada davacıya takibi kesinleştirip usulüne uygun aciz belgesini ibraz için süre verilmesi benimsenmektedir.

Son Söz

Son kertede, haciz tutanağı aciz hukukunun merkezindedir: “Mal yokluğu” kat’î aciz; “kifayetsizlik” geçici aciz doğurur. Metin açık değilse aciz hükmü kurulamaz. Dava şartı, usulüne uygun belgeyle tamamlanmalı; mevzuatta olmayan başlıklarla düzenlenen evrak yok hükmünde görülmelidir. HGK ve daire içtihatlarıyla şekillenen bu çizgi, hem alacaklının korunması hem de takip güvenliğinin tesisi bakımından belirleyicidir.

 

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.
Başa dön tuşu
Ara