TCK 203 Mühür Bozma Suçu ve Cezası 2025

Mühür Bozma Suçu ve Cezası (TCK 203)
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203. maddesi, “Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” hükmünü içermektedir. Düzenlemenin kapsamı, mührün hukuki güvenlik fonksiyonunu ve kamu otoritesinin görünür simgesini korumaya yöneliktir. Mührün kaldırılması gibi doğrudan ihlal davranışlarının yanı sıra, “konuluş amacına aykırı hareket” de seçimlik hareket olarak yaptırıma bağlanmıştır. Bu nedenle hüküm, hem maddi engelin bertaraf edilmesini hem de mührün korunma iradesini etkisiz kılan davranışları kapsar.
Bu suça ilişkin korunan hukuki değer, yalnızca tekil malvarlığı veya bireysel yarar değildir; asıl olarak kamu otoritesine ve idari işlemlere duyulan güvenin muhafazasıdır. Uygulamada imar, çevre, gıda, enerji gibi alanlarda sıkça başvurulan mühürleme işlemi, statükonun korunması ve hukuka aykırı faaliyetlerin durdurulması amacına hizmet eder. Bu makalede, TCK m.203 çerçevesinde suçun tanımı, unsurları, yaptırım ve muhakeme hukuku boyutu ile Yargıtay içtihatları sistematik biçimde ele alınacaktır.
Suçun Tanımı ve Hukuki Konumlandırma
Mühür bozma suçu, topluma karşı suçlar bölümünde kamu güvenine karşı suçlar arasında yer alır. Düzenlemenin sistematik konumu, mührün yalnızca maddi bir işaret olmadığı; aksine yetkili makamın “durumun aynen korunması” yönündeki iradesini somutlaştırdığı kabulüne dayanır. Böylelikle mührün kaldırılması veya mührün koruma amacını hükümsüz kılan davranışlar, sembolik düzeyde kamu otoritesine yönelen bir ihlâl sayılır. Bu yaklaşım, suçun bağımsız bir tip olarak düzenlenmesini haklı kılar; zira burada korunan değer, mührün konulduğu şeyin mülkiyetinden önce, kamu gücüne duyulan güvenin kendisidir.
Öğretide, suçun kamu güvenine karşı suçlar arasında yer almasına yönelik eleştirilere karşın, pozitif düzenleme ve gerekçe; cezalandırma nedenini kamu düzeni ve güveni ile temellendirir. Mührün “resmî mühür” olarak anlaşılmasına gerek olmaksızın, kanun veya yetkili makam emriyle fiilen konulan ve statükoyu muhafaza etmeye yarayan her mühür, m.203 anlamında suçun konusudur. Bu çerçevede, hükmün hedefi, maddi mühür nesnesinin korunması değil, mührün temsil ettiği idari iradeye itaatin sağlanmasıdır.
Suçun Unsurları (Maddi ve Manevi Unsur; Hukuka Aykırılık)
Maddi unsur bakımından suçun doğrudan konusu “mühür”dür. Mühür, taşınır veya taşınmaz üzerinde idari iradenin koruma ve yasaklama amaçlı yerleştirdiği fizikî işarettir. Suçun ön koşulu, mührün fiilen konulmuş olmasıdır; yalnız tutanak düzenlenmiş olması tek başına yeterli değildir. Uygun şekil şartlarını taşıyan mühürleme tutanağı, olayın ispatında başat delil niteliğindedir; ancak tutanak yokluğunda da, başka sağlam delillerle (ör. fotoğraf, sanığın ikrarı) mührün varlığı ortaya konabiliyorsa suç oluşabilir. Seçimlik hareketler, (i) mührü kaldırmak ve (ii) mührün konuluş amacına aykırı davranmaktır. İkinci hareket, mühre dokunmadan da statükoyu değiştiren faaliyetlerin sürdürülmesini kapsar.
Fail herkes olabilir; belirli bir sıfat aranmaz. Mağdur ise kamudur; zira ihlalin yöneldiği hukuki değer kamu güvenidir. Manevi unsur doğrudan kasttır. Fail, mührün varlığını bilerek ve koruma iradesini etkisiz kılma kastıyla hareket etmelidir; taksirle işlenemez. Hukuka aykırılık bakımından, yetkili makam emrine dayanmayan veya açıkça yok hükmündeki mühürleme işlemleri, suçun oluşmasını engelleyebilir. Bunun dışındaki hukuka aykırılık iddiaları, çoğunlukla soruşturma safhasında delil ve ispat sorunlarıyla ilişkilidir.
Mühürleme Yetkisi ve Elektrik Dağıtım Şirketleri
Enerji hukukunda mühürleme yetkisinin özel dağıtım şirketlerince kullanılıp kullanılamayacağı, uygulamada tartışma yaratmıştır. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, ayrıntıları ikincil düzenlemelere bırakmış; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği (EPTHY), dağıtım lisansı sahibi tüzel kişilerin sayaç ve ölçü devresi elemanlarını enerji açma-kesme süreçleriyle bağlantılı olarak mühürleyebileceğini tanımlamıştır. Bu çerçevede ilk tesiste mühürleme yetkisi yanında, kaçak/abonesiz kullanım veya borç nedeniyle enerjinin kesilmesi hâllerinde de mühürleme işlemine cevaz verildiği kabul edilir.
Yargı içtihatları, bir dönem bu yetkinin varlığını dar yorumlama eğilimi göstermişse de, yüksek mahkeme kararlarında özel dağıtım şirketlerinin yönetmeliklerin verdiği yetkiye dayanarak tesis ettiği mühürlerin “yetkili makam emriyle” konulmuş sayıldığı; bu mühre aykırılığın TCK m.203 kapsamında değerlendirileceği kabul edilmiştir. Böylece enerji dağıtımındaki özelleştirme sonrası uygulama yeknesaklığa kavuşmuş; karşılıksız yararlanma/dolandırıcılık tipleriyle olası yarışma ve içtima sorunları, somut olay bazında çözümlenmiştir.
Soruşturma ve Kovuşturma (Delil, Usul ve Görev)
Mühür bozma suçu şikâyete tabi değildir; savcılık re’sen soruşturma yapar. Soruşturmanın çekirdeğini, usulüne uygun mühürleme tutanağı ile bu işleme ilişkin tebliğ ve bildirim kayıtları, fotoğrafik deliller ve tanık anlatımları oluşturur. Tutanak düzenleyicilerinin tanık olarak dinlenmesi, özellikle “mühür fiilen konuldu mu?” tartışmalarında belirleyicidir. Birden çok mühürleme/bozma işleminin bulunduğu dosyalarda zincirleme suç veya fikri içtima değerlendirmesi yapılmalı; UYAP ve kurum kayıtları üzerinden mükerrer yargılamaya düşülmemelidir.
Görevli mahkeme kural olarak Asliye Ceza Mahkemesidir. Tutuklama tedbiri yönünden, ağır ceza kapsamına girmeyen suçlarda CMK m.102’deki süre sınırlamaları uygulanır. Uygulamada yargılamaların çoğu, eksik araştırma ve delil ikmali sorunları nedeniyle bozma kararlarına konu olmakta; bu da makul sürede yargılanma ilkesi bakımından dikkat çekmektedir.
Yaptırım ve Cezanın Belirlenmesi; Adli Para Cezası, Erteleme ve HAGB
Kanun, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası şeklinde seçimlik yaptırım öngörür. Temel cezanın belirlenmesi, TCK m.61 ilkeleri uyarınca somut olayın özellikleri, kastın yoğunluğu ve ihlalin sonuçları gözetilerek gerekçelendirilmelidir. Kısa süreli hapis cezaları bakımından, TCK m.50 çerçevesinde adli para cezasına çevirme mümkündür; hâkimin, neden hapis yerine para cezası tercih etmediğini veya tersini gerekçelendirme yükümlülüğü bulunmaktadır.
TCK 51 kapsamında erteleme, iki yıl veya daha az süreli hapis cezaları için mümkündür. HAGB (CMK 231) ise iki yıl veya daha az hapis ya da doğrudan adli para cezası hâllerinde değerlendirilebilir. HAGB uygulamasında, “katılan kurum zararı giderilmedi” şeklindeki soyut gerekçeler tek başına yeterli değildir; dosya kapsamına dayalı somut gerekçe aranır. Lehe kanun değişiklikleri de HAGB açısından tartışılmalı; sanığın sabıkasızlık durumu ve kişisel halleri karar gerekçesine yansıtılmalıdır.
Şikâyet, Uzlaşma, Zamanaşımı ve Muhakeme Kurumları
TCK m.203 şikâyete tabi bir suç olarak düzenlenmemiştir; dolayısıyla soruşturma şikâyetten bağımsız yürütülür. Uzlaştırma kapsamı bakımından, bu suç CMK 253 listesinde açıkça yer almadığından uzlaşmaya tabi değildir. Ön ödeme ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi gibi kurumlar da suçun ceza sınırları ve normatif konumu nedeniyle kural olarak uygulanabilir değildir.
Dava zamanaşımı yönünden, TCK m.66 uyarınca 8 yıllık olağan dava zamanaşımı geçerlidir. İnfaz zamanaşımı ise TCK m.68 çerçevesinde belirlenir. Kanun yollarında, özellikle istinaf ve temyizde bozma nedenlerinin çoğu, mühürleme işleminin ispatına ve zincirleme suç/çoklu suç ayrımına ilişkindir.
Özel Görünüş Şekilleri: Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, özellikle “konuluş amacına aykırı hareket” seçimlik hareketinde önem taşır: Fail, mührün koruduğu statükoyu değiştirmeye elverişli icra hareketlerine başlamış, ancak elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamışsa, teşebbüs hükümleri uygulanır.
İştirak yönünden müşterek faillik, azmettirme ve yardım etme halleri mümkündür; örneğin birden fazla kişinin mührü kaldırma işlemine birlikte katılması veya bir kişinin diğerini fiile yönlendirmesi. İçtima bakımından, mühür bozma ile karşılıksız yararlanma/dolandırıcılık gibi suçlar arasında gerçek içtima gündeme gelebilir; ayrıca aynı mühürün değişik tarihlerde tekrar tekrar ihlali hâlinde zincirleme suç tartışması somut olayın özelliklerine göre yapılmalıdır.
Mühür Bozma Yargıtay Kararları
SÜBUT VE İSPAT: MÜHÜRLEME TUTANAĞI VE TUTANAK TANIKLARI DİNLENMEDEN HÜKÜM KURULAMAZ
Sanığın hukuki durumunu belirlemeden önce, suça konu fek/mühürleme tutanağının aslı veya onaylı sureti getirtilmeli; mühürleme işlemini yapan görevliler tanık sıfatıyla dinlenmeli; fotoğraf, zimmet kaydı gibi deliller araştırılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması bozma nedenidir.
Yargıtay 21. CD, 03.04.2017, E. 2016/10589, K. 2017/1667.
MÜHÜR NUMARASI/TUTANAK EKSİĞİ: ARAŞTIRMA YAPILMADAN MAHKÛMİYET VERİLEMEZ
Mühür numaralarının tutanaklarda yer almaması, mühürleme evrakının dosyada bulunmaması hâlinde, denetime elverişli şekilde asıllar/suretler getirtilmeli; tutanak tanıkları dinlenmelidir. Bu yapılmadan mahkûmiyet tesis edilemez.
Yargıtay 13. CD, 22.02.2017, E. 2015/3626, K. 2017/1603.
TUTANAK OLMASA DA İKRAR VE GÖREVLİ BEYANLARIYLA SUÇ OLUŞABİLİR
Belediye görevlilerinin mühürleme yaptıklarına dair beyanları ve sanığın mührü bozduğuna ilişkin ikrarı birlikte değerlendirildiğinde, sırf mühürleme tutanağı bulunmadığı gerekçesiyle beraat verilemez.
Yargıtay 4. CD, 04.10.1999, E. 1999/7110, K. 1999/8220.
DAMGALAMA (SAYAÇ DAMGASI) TCK 203 ANLAMINDA MÜHÜR DEĞİLDİR
Sayaç damgalama işlemi, TCK m.203 kapsamında “mühürleme” sayılmaz. Bu nedenle damganın kaldırılması, tek başına mühür bozma suçunu oluşturmaz.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 08.03.2016, E. 2014/11-636, K. 2016/112.
ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETİ MÜHÜRÜNE AYKIRILIK TCK 203 KAPSAMINDADIR
Elektrik dağıtım şirketlerinin yönetmeliklere dayalı mühürleme yetkisi kabul edilmiştir. Bu yetkiye istinaden konulan mührün kaldırılması kamu güvenini zedeler ve TCK m.203 kapsamına girer.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 09.12.2014, E. 2014/2-455, K. 2014/541.
İDDİANAMEDE GÖSTERİLMEYEN FİİLDEN HÜKÜM KURULAMAZ (MÜHÜR BOZMA İÇİN AYRI DAVA ŞART)
İddianamede açıkça gösterilmeyen mühür bozma fiilinden mahkûmiyet verilemez; karşılıksız yararlanma anlatımı içinde mühür bozma unsurları bulunsa dahi, ek iddianame olmaksızın hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
Yargıtay 2. CD, 27.10.2016, E. 2016/8364, K. 2016/14338; 07.07.2015, E. 2014/8418, K. 2015/14059.
İŞTİRAK: MÜHÜR BOZMA SUÇUNA AZMETTİRME MÜMKÜNDÜR
Şantiye sorumlusunun operatöre mührü bozması talimatı, azmettirme olarak nitelendirilir; yanlış içtima ve madde uygulamaları bozma nedenidir.
Yargıtay 4. CD, 06.05.1999, E. 1999/3686, K. 1999/5124.
Mühür Bozma Suçunda Avukat Desteği
TCK m.203, mührün temsil ettiği idari iradenin ve kamu güveninin etkin korunmasına yöneliktir. Suç tipinin doğru uygulanabilmesi, bir ön-koşul olarak mührün fiilen ve usulünce konulduğunun ispatına, “konuluş amacına aykırı hareket” seçimlik davranışının yalıtık/somutlaştırılmış değerlendirilmesine ve delil hukuku kurallarına bağlıdır. Enerji ve imar gibi alanlarda ikincil düzenlemelere dayalı mühürleme işlemlerinin ceza hukukuna yansıması, yüksek mahkeme içtihatlarıyla büyük ölçüde netleşmiştir. Yaptırım safhasında ise kısa süreli hapis tedbirlerinin alternatifleri, ölçülülük ve bireyselleştirme ilkeleri doğrultusunda somut gerekçeyle uygulanmalıdır.