Ceza Hukuku

TCK 207 – Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası 2025

TCK 207 - Emsal Yargıtay Kararları (Beraat) 2025

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi (TCK 207), özel belgede sahtecilik suçunu düzenlemiştir. Maddeye göre, “Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de aynı şekilde cezalandırılır” hükmü yer almaktadır.

Kaynak: mevzuat.gov.tr

Bu yazımızda TCK 207 bağlamında “özel belgede sahtecilik suçu” hakkında detaylı bir imceleme yapılmıştır. Öncelikle özel belgede sahtecilik suçunun tanımı, unsurları ve cezası ele alınmıştır. Yazımızın devamında ise emsal Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.

TCK m. 207

Özel Belgede Sahtecilik — Türk Ceza Kanunu Tanımı

Editör: Av. Çağrı Ayboğa • EEAT: Kaynaklı & doğrulanabilir bilgi
1
TCK 207/1: Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2
TCK 207/2: Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Özet: Özel belgeyi sahte düzenleme/değiştirme ve kullanma ile sahte olduğunu bilerek kullanma eylemleri hapis cezası yaptırımına tabidir.

İçerik

TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası
TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası

DMCA.com Protection Status

TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Tanımı

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi, özel belgede sahtecilik suçunu düzenlemiştir. Madde metnine göre, “Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de aynı şekilde cezalandırılır.” Görüldüğü üzere kanun koyucu, özel belgelerin güvenilirliğini kamu güveni kapsamında koruma altına almıştır.

Bu suçun özünü, toplumda belgelerin doğruluğuna duyulan güvenin sarsılması oluşturmaktadır. Özel belgeler; senet, kira sözleşmesi, makbuz veya alacak-verecek ilişkilerinde kullanılan yazılı evrak gibi, bireyler arası ilişkilerde yoğun biçimde başvurulan hukuki dayanaklardır. Yargıtay içtihatlarında da vurgulandığı üzere, özel belgede sahtecilik suçu, yalnızca bireysel menfaatlere zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda kamu güvenini zedelediği için topluma karşı suçlar kategorisinde değerlendirilir.

TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Şartları

Bu suçun oluşabilmesi için birtakım özel şartların gerçekleşmesi gerekir. İlk şart, belgenin özel belge niteliği taşımasıdır. Resmi belge niteliğindeki evrak üzerinde yapılan sahtecilik TCK 204 kapsamında değerlendirilirken; özel belgelerde yapılan sahtecilik m.207 çerçevesinde cezalandırılır. Yargıtay’a göre özel belge; yazılı olması, belirli bir düzenleyeni bulunması ve hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir içerik taşıması gereken evraktır.

İkinci şart, aldatma kabiliyetinin bulunmasıdır. Sahte olarak düzenlenen ya da değiştirilen belgenin, ilk bakışta gerçek sanılacak şekilde olması gerekir. Yargıtay birçok kararında, “basit karalamalar” veya “kolayca anlaşılabilecek sahte belgeler”in bu suçu oluşturmayacağını belirtmiştir. Ayrıca, TCK 207’de öngörülen bir diğer şart da belgenin kullanılmış olmasıdır. Resmi belgede sahtecilikten farklı olarak, özel belgede sahtecilik suçunun tamamlanabilmesi için sahte belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir şekilde kullanılması zorunludur.

TCK Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Unsurları

Özel belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurlarının bir arada bulunması gerekir. Maddi unsur bakımından suçun konusunu “özel belge” oluşturur. Özel belge, herkes tarafından düzenlenebilen, resmi şekil şartına tabi olmayan ve hukuki sonuç doğurmaya elverişli yazılı evraklardır. Fail, herhangi bir kimse olabilir; mağdur ise doğrudan kamu güveni olmakla birlikte, dolaylı olarak belgeden etkilenen kişilerdir. Fiil unsuru, kanunda üç seçimlik hareketle düzenlenmiştir: (i) Özel belgeyi sahte olarak düzenlemek, (ii) Gerçek özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek, (iii) Sahte özel belgeyi kullanmak.

Manevi unsur açısından, özel belgede sahtecilik suçu doğrudan kastla işlenebilen bir suçtur. Failin, düzenlediği veya değiştirdiği belgenin sahte olduğunu bilmesi ve bu belgeyi kullanmak suretiyle başkalarını aldatmayı istemesi gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir. Yargıtay kararlarında, failin kastının özellikle belgeyi kullanma aşamasında önem arz ettiği vurgulanmaktadır. Örneğin, sahte olarak düzenlenmiş bir senedin icra takibinde kullanılması, suçun oluştuğunu gösterirken; sadece düzenlenip hiç kullanılmamış bir sahte belge bakımından suçun tamamlandığı kabul edilmemektedir.

TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Cezası

Suçun Temel Hali

TCK m.207/1’e göre, bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı maddenin ikinci fıkrası, sahte özel belgeyi bilerek kullanan kişiye de aynı yaptırımı öngörür. Görüldüğü üzere, kanun koyucu özel belgelerin güvenilirliğine atfedilen önemi nispeten daha düşük ceza tehdidi ile korumaktadır; zira resmi belgede sahtecilik suçunda öngörülen yaptırım daha ağırdır. Bunun nedeni, özel belgelerin kamu hayatında değil, bireyler arası ilişkilerde ağırlıklı olarak kullanılmasıdır.

Yargıtay uygulamasında da temel hal bakımından önemli olan nokta, belgenin gerçekten kullanılmış olmasıdır. Örneğin, sahte olarak düzenlenen bir kira sözleşmesinin icra takibinde delil olarak sunulması, suçun temel halini oluşturur. Buna karşılık, sadece hazırlanan ancak hiçbir yerde kullanılmayan sahte belgeler bakımından suçun tamamlandığı kabul edilmemektedir.

Nitelikli TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Halleri

Kanunda özel belgede sahteciliğe ilişkin açık nitelikli haller düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada bazı durumlar cezayı ağırlaştırıcı nitelikte kabul edilmektedir. Özellikle suçun zincirleme şekilde (TCK m.43) işlenmesi halinde ceza artırılmaktadır. Örneğin, aynı sahte senedin birden fazla icra dosyasında kullanılması halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır. Ayrıca, sahteciliğin dolandırıcılık gibi başka bir suçun işlenmesine aracılık etmesi durumunda da faile hem sahtecilikten hem de ilgili suçtan ayrı ayrı ceza verilmektedir.

Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Özel belgede sahtecilik suçunun teşebbüs aşamasında kalması, cezada indirim yapılmasını gerektirir. Örneğin, sahte olarak düzenlenen bir senedin icraya konulmadan önce ele geçirilmesi halinde suç tamamlanmamış, yalnızca teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. Bu durumda TCK m.35 uyarınca failin cezası, kastının yoğunluğu ve meydana gelen zarar ihtimaline göre indirilir. Ayrıca, basit nitelikli belgeler üzerinde yapılan ve aldatıcılık kabiliyeti bulunmayan sahtecilikler de suç oluşturmayacağından beraatle sonuçlanabilir.

Özel Görünüş Biçimleri

Bu suç bakımından teşebbüs, iştirak ve içtima kurumları özel önem taşır. Teşebbüs, az önce belirtildiği üzere mümkündür; çünkü sahte belgenin kullanılması şart olduğundan, kullanım gerçekleşmeden önce yapılan hazırlıklar teşebbüs olarak kabul edilebilir. İştirak bakımından, suça birden fazla kişinin katılması halinde müşterek faillik,  yardım etme veya azmettirme hükümleri uygulanır. Özellikle sahte belgelerin düzenlenmesinde birden çok kişinin rol aldığı vakalarda Yargıtay, birlikte sorumluluk esasını benimsemektedir. İçtima yönünden ise, sahte belgenin dolandırıcılık gibi başka suçların işlenmesine araç teşkil etmesi halinde gerçek içtima söz konusu olur; fail hem sahtecilikten hem dolandırıcılıktan cezalandırılır.

TCK 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçunda İndirim Halleri

Kanunda özel bir indirim hali düzenlenmemiştir. Ancak etkin pişmanlık benzeri uygulamalar, özellikle mağdurun zararının giderilmesi veya suçun ortaya çıkarılmasına yardım edilmesi durumlarında cezanın alt sınırdan verilmesini sağlayabilir. Ayrıca, failin sosyal durumu, suçtan sonraki pişmanlığı ve yargılama sürecindeki tutumları dikkate alınarak cezada indirim yapılabilmektedir. Yargıtay uygulamasında, failin kendi rızasıyla belgeyi geri çekmesi veya mağdurun zararını tazmin etmesi hâllerinde alt sınırdan ceza verilmesi gerektiği yönünde kararlar bulunmaktadır.

TCK Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Adli Para Cezasına Çevirme

TCK m.50 uyarınca kısa süreli hapis cezaları, belirli koşullar altında adli para cezasına çevrilebilir. Özel belgede sahtecilik suçunun temel halinde öngörülen ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olduğundan, özellikle alt sınırdan verilen cezalar kısa süreli kabul edilmekte ve adli para cezasına çevrilme ihtimali doğmaktadır. Yargıtay uygulamasında, özellikle sabıkasız olan ve suçtan dolayı pişmanlık gösteren failler hakkında hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedildiği görülmektedir.

Ancak burada önemli bir nokta, cezanın süresidir. Eğer mahkeme 2 yıl ve üzerinde hapis cezası vermişse bu durumda cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla, somut olayın koşulları ve mahkemenin takdir yetkisi bu konuda belirleyici olmaktadır.

Erteleme

TCK 51 kapsamında, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelenebilir. Özel belgede sahtecilik suçunda alt sınırdan verilen cezaların çoğu bu kapsama girmektedir. Failin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması ve özellikle kişisel geçmişi gibi faktörler erteleme kararında dikkate alınmaktadır. Yargıtay da ertelemenin failin lehine olan bir kurum olduğunu, ancak şartların mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Örneğin, ilk defa suç işleyen bir kişinin sahte bir kira sözleşmesi düzenleyip icra takibinde kullanması durumunda, mahkeme alt sınırdan ceza verip bu cezayı erteleyebilir. Bu durumda fail hapse girmemekte, belirlenen denetim süresini ihlalsiz geçirirse cezası infaz edilmiş sayılmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

HAGB kurumu (CMK m.231), 2 yıl veya daha az hapis cezalarında uygulanabilmektedir. Özel belgede sahtecilik suçunda alt sınırdan ceza verilmesi halinde HAGB gündeme gelebilir. Bu durumda, fail hakkında hüküm kurulmakta fakat açıklanması geri bırakılmaktadır. Fail 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur; bu süre zarfında kasıtlı bir suç işlemezse dava düşmekte ve sabıkasına işlenmemektedir.

Yargıtay uygulamasında da HAGB’nin, özellikle ilk defa suç işleyen sanıklar için bir “ikinci şans” olduğu vurgulanmaktadır. Ancak mahkemenin bu kurumu uygulaması takdire bağlıdır. Failin pişmanlığı, zararları gidermesi ve suçtan sonraki tutumu bu noktada büyük önem arz etmektedir.

TCK Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması
TCK Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

TCK Madde 207 Özel Belgede Sahtecilik Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

Soruşturma Aşaması

Özel belgede sahtecilik suçu şikâyete bağlı olmayıp, re’sen soruşturulmaktadır. Bu nedenle Cumhuriyet savcılığı, herhangi bir ihbar veya şüphe üzerine doğrudan soruşturma başlatabilir. Soruşturma sürecinde en kritik husus, belgenin sahte olup olmadığının tespitidir. Bu amaçla çoğu zaman kriminal inceleme veya grafoloji bilirkişiliği yapılmaktadır. Özellikle imza sahteciliği vakalarında, belgelerin Adli Tıp Kurumu veya Emniyet Kriminal Laboratuvarlarında incelenmesi standart uygulamadır.

Soruşturma aşamasında elde edilen delillerin hukuka uygun olması zorunludur. Hukuka aykırı şekilde elde edilen belgeler veya tanık beyanları hükme esas alınamaz. Bu noktada Yargıtay, özellikle “basit karalama” niteliğindeki yazıların veya hukuki sonuç doğurmayan belgelerin sahtecilik suçuna konu olamayacağını vurgulamaktadır. Dolayısıyla, savcılık hem belgenin aldatma kabiliyetini hem de hukuki sonuç doğurma özelliğini değerlendirmelidir.

Kovuşturma Aşaması

Soruşturma sonunda yeterli şüphe bulunursa, savcılık Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar. Zira bu suçun yaptırımı en fazla üç yıl hapis olduğundan görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Yargılama sürecinde mahkeme, öncelikle sahte belgenin hukuki delil değeri taşıyıp taşımadığını inceler. Çünkü Yargıtay’a göre hukuki sonuç doğurmayan belgeler üzerinde yapılan değişiklikler sahtecilik suçunu oluşturmaz.

Mahkeme ayrıca failin kastını ve belgenin kullanılıp kullanılmadığını tespit eder. Kullanım gerçekleşmemişse suç tamamlanmamış, yalnızca teşebbüs aşamasında kalınmış sayılır. Delillerin toplanması sürecinde sanığın savunma hakkı korunmalı, bilirkişi raporları tarafların denetimine açık olmalıdır. Yargılama sonunda suç sabit görülürse, fail hakkında hapis cezası verilir; ancak şartlar uygunsa bu ceza para cezasına çevrilebilir, ertelenebilir veya HAGB uygulanabilir.

TCK m.207 Özel Belgede Sahtecilik Suçunda Şikâyet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme

Şikâyet Süresi

Özel belgede sahtecilik suçu şikâyete tabi suç değildir. Dolayısıyla suçtan haberdar olan mağdurun şikâyette bulunmasına gerek olmaksızın Cumhuriyet savcılığı re’sen soruşturma yapar. Bu yönüyle, bireyler arası menfaat çatışmasının ötesinde kamu güvenini ilgilendiren bir suç tipi olduğu anlaşılmaktadır.

Zamanaşımı

TCK m.66’ya göre, özel belgede sahtecilik suçunun yaptırımı 1 ila 3 yıl hapis olduğundan, bu suçta 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresi uygulanır. Eğer bu süre içerisinde dava açılmaz veya açılan dava sonuçlandırılmazsa kamu davası düşer. Yine TCK m.68 uyarınca cezanın kesinleşmesine rağmen infaz edilmemesi halinde 10 yıllık infaz zamanaşımı da geçerli olacaktır.

Uzlaşma

CMK m.253 gereğince bazı suçlarda uzlaşma mümkündür. Yargıtay ve doktrin görüşleri, özel belgede sahtecilik suçunun uzlaşmaya tabi olduğunu kabul etmektedir. Bunun nedeni, suçun temel cezasının üç yılı geçmemesi ve malvarlığına zarar veren bir fiil olabilmesidir. Ancak dikkat edilmelidir ki uzlaşma sadece mağdurla fail arasında gerçekleşebilir; kamu güvenine karşı işlenen yönü itibarıyla devletle uzlaşma söz konusu değildir. Uzlaşma halinde kamu davası açılmaz veya açılmışsa düşer.

Etkin Pişmanlık

TCK m.207 kapsamında etkin pişmanlık konusunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, failin sahte belgeyi geri alması, mağdurun zararını gidermesi veya yargılama sürecinde suçun aydınlatılmasına katkı sağlaması halinde mahkeme, cezada alt sınırdan indirim yapabilmektedir. Yargıtay, failin gönüllü olarak belgeyi geri çekmesini “lehe indirim” sebebi saymaktadır. Ancak bu indirim zorunlu değil, hakimin takdirine bağlıdır.

Görevli Mahkeme

Özel belgede sahtecilik suçunda görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Bunun nedeni, suçun yaptırımının üst sınırının üç yıl hapis olmasıdır. Eğer özel belge sahteciliği, dolandırıcılık gibi daha ağır bir suçla birlikte işlenirse, o durumda görevli mahkeme farklılaşabilir. Ancak tek başına TCK m.207 suçu söz konusu olduğunda yargılama yetkisi Asliye Ceza Mahkemesi’ne aittir.

Özel Belgede Sahtecilik Suçu TCK 207 Yargıtay Kararları
Özel Belgede Sahtecilik Suçu TCK 207 Yargıtay Kararları

Özel Belgede Sahtecilik Suçu TCK 207 Yargıtay Kararları 2025

Sahte Kira Sözleşmesinin İcra Takibinde Kullanılması Suçun Oluşmasına Yeterlidir

Sanığın düzenlediği sahte kira sözleşmesini icra dairesine sunarak alacak takibi başlatması, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Yargıtay, suçun tamamlanabilmesi için sahte belgenin mutlaka hukuki sonuç doğurmaya elverişli şekilde kullanılması gerektiğini, sadece düzenlenmiş olmasının yeterli olmayacağını belirtmiştir.
Yargıtay 11. CD, 2019/3456 E., 2020/789 K.

Boş Senedin Doldurulması Gerçek Belgeyi Değiştirme Niteliğindedir

Sanığın başkasına ait boş senedi kendi el yazısı ile doldurarak icra takibinde kullanması, “gerçek özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme” kabul edilmiştir. Yargıtay, belgenin aldatıcılık kabiliyeti ve kullanılması halinde özel belgede sahtecilik suçunun bütün unsurlarının oluştuğunu vurgulamıştır.
Yargıtay 11. CD, 2012/1830 E., 2012/6404 K.

Basit Karalamalar ve Kolayca Anlaşılacak Sahte Belgeler Suç Teşkil Etmez

Sanığın yaptığı karalamalarla hazırlanan ve ilk bakışta sahte olduğu anlaşılan belgenin sahtecilik suçuna konu olmayacağına karar verilmiştir. Yargıtay, özel belgede sahtecilik için belgenin “aldatma kabiliyeti” taşımasının zorunlu olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay 11. CD, 2014/13455 E., 2015/1282 K.

Sahte İbranamenin Kullanılması Özel Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturur

Sanığın işverenine sunduğu sahte ibraname, iş hukukunda delil niteliği taşıdığı için özel belge kabul edilmiştir. Yargıtay, iş ilişkilerinde düzenlenen belgelerin de aldatıcılık kabiliyeti taşıması halinde sahtecilik suçuna konu olabileceğini kabul etmiştir.
Yargıtay 6. CD, 2011/9038 E., 2012/429 K.

Sahte Makbuzla Vergi Borcunu Ödemiş Gibi Gösterme Suç Teşkil Eder

Sanığın sahte makbuz düzenleyerek vergi borcunu ödediğini ileri sürmesi, özel belgede sahtecilik suçu olarak değerlendirilmiştir. Yargıtay, makbuzun resmi değil özel belge niteliğinde olduğunu, buna rağmen toplumda güven ilişkilerini zedelediğini vurgulamıştır.
Yargıtay 11. CD, 2009/13205 E., 2010/2347 K.

Sahte İş Sözleşmesi Düzenlenmesi de Özel Belgede Sahteciliktir

Sanığın sahte iş sözleşmesi düzenleyerek SGK’ya sunması, TCK m.207 kapsamında suç kabul edilmiştir. Yargıtay, iş sözleşmesinin özel belge niteliğini taşıdığına ve aldatıcılık kabiliyeti bulunduğuna dikkat çekmiştir.
Yargıtay 15. CD, 2013/7452 E., 2014/4629 K.

Sahte Kimlik Fotokopisi ile Telefon Hattı Açılması Sahteciliktir

Sanığın sahte kimlik fotokopisi kullanarak GSM operatöründen telefon hattı açtırması, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Yargıtay, abone sözleşmelerinin özel belge niteliğinde olduğunu ve bu şekilde kullanılan belgelerin suça konu olabileceğini kabul etmiştir.
Yargıtay 11. CD, 2010/7821 E., 2011/3920 K.

Sahte Bono ile İcra Takibi Başlatılması Suçun Unsurlarını Oluşturur

Sanığın sahte bono düzenleyerek alacaklı sıfatıyla icra takibine konu etmesi, özel belgede sahtecilik kabul edilmiştir. Yargıtay, bononun özel belge olmasına rağmen ekonomik hayatta güveni sarsıcı etkisi bulunduğunu vurgulamıştır.
Yargıtay 11. CD, 2008/6421 E., 2009/1182 K.

Sahte Belgenin Kullanılmaması Halinde Suç Teşebbüs Aşamasında Kalır

Sanığın düzenlediği sahte senedin henüz resmi mercilere sunulmadan ele geçirilmesi, suçun tamamlanmadığı ancak teşebbüs aşamasında kaldığı şeklinde değerlendirilmiştir. Yargıtay, özel belgede sahtecilikte “kullanma” şartını bir kez daha teyit etmiştir.
Yargıtay 21. CD, 2015/2230 E., 2015/6421 K.

Sahte Senedin Dolandırıcılık Suçuna da Araç Olması Halinde İçtima Kuralları Uygulanır

Sanığın sahte senet düzenleyerek başkasını dolandırmaya çalışması durumunda, fail hem özel belgede sahtecilikten hem de dolandırıcılıktan ayrı ayrı cezalandırılır. Yargıtay, bu durumda gerçek içtima hükümlerinin uygulanacağını açıkça belirtmiştir.
Yargıtay 11. CD, 2016/8274 E., 2017/4621 K.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.
Başa dön tuşu
Ara